Çok fazla kişi “Hayır” diyememekten şikayetçi.
Hangi zamanlarda “Hayır” demeliyiz?
Bu sadece bize yapılan tekliflere “Hayır” demek anlamına gelmiyor. Bize yapılan bir haksızlığa da “Hayır” demeliyiz. Bize yapılan haksızlıklar karşısında çoğumuz “Aman boş ver bir dahaki sefere söylerim. Bir kereden bir şey çıkmaz.” Deriz. Ama içimiz bir kere burulmuştur. İkinci ve üçüncüye de aynı davranışı uygularsak karşı tarafı bundan caydırmak zor olur. Ayrıca bir kişi olsa iyi birçok kişi aynı davranışı bize yapar. Onun için bir davranışa karşı gelmemiz gerekiyorsa ilk seferinde karşı gelmeliyiz.
BİR ROMANYA ATASÖZÜ ŞÖYLE DİYOR: “BİRİ SİZİ BİR KERE ALDATIRSA SUÇ ONUNDUR, İKİ KEZ ALDATIRSA SUÇ SİZİNDİR.”
Amerika’da New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış. Polis bu kararlılığıyla “Küçük müçük, bizim için hiç fark etmez; bu sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz.” demiş.
“KIRIK CAM TEORİSİ”
ABD’Lİ SUÇ PSİKOLOGU PHİLİP ZİMBARDO’NUN 1969′DA YAPTIĞI BİR DENEYDEN İLHAM ALARAK GELİŞTİRİLMİŞ.
“KIRIK CAM TEORİSİ” İSE ŞÖYLE;
BİR SOKAĞIN SUÇ BÖLGESİNE DÖNÜŞME SÜRECİ ÖNCE TEK BİR PENCERE CAMININ KIRILMASIYLA BAŞLIYORMUŞ. ÇEVREDEN TEPKİ GELMEZ VE CAM HEMEN TAMİR EDİLMEZSE, ORADAN GEÇENLER O BÖLGEDE DÜZENİ SAĞLAYAN BİR OTORİTE OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYOR, DİĞER CAMLARI DA KIRIYORMUŞ. ARDINDAN DAHA BÜYÜK SUÇLAR GELİYOR; BİR SÜRE SONRA O SOKAK, POLİSİN GİREMEDİĞİ BİR MAHALLEYE DÖNÜŞÜYORMUŞ. ZİMBARDO, SUÇ ORANININ YÜKSEK OLDUĞU, YOKSUL BRONX VE DAHA YÜKSEK YAŞAM STANDARDINA SAHİP PALO ALTO BÖLGELERİNE BİRER 1959 MODEL OLDSMOBİLE BIRAKMIŞ. ARAÇLARIN PLAKASI YOK, KAPUTLARI ARALIKMIŞ. VE OLUP BİTENLERİ GİZLİ KAMERAYLA İZLEMİŞ. BRONX’TAKİ OTOMOBİL ÜÇ GÜN İÇİNDE BAŞTAN AŞAĞIYA YAĞMALANMIŞ. DİĞERİNE İSE BİR HAFTA BOYUNCA KİMSE DOKUNMAMIŞ. ARDINDAN ZİMBARDO İLE İKİ ÖĞRENCİSİ “SAĞ KALAN” OTOMOBİLİN YANINA GİDİP ÇEKİÇLE KELEBEK CAMINI KIRMIŞ. DAHA İLK DARBE İNDİRİLMİŞ Kİ ÇEVREDEKİ İNSANLAR (ZENGİN BEYAZLAR) DA OLAYA DAHİL OLMUŞLAR. BİRKAÇ DAKİKA SONRA O OTOMOBİL DE KULLANILMAZ HALE GELMİŞ.
“DEMEK Kİ” DİYOR ZİMBARDO, “İLK CAMIN KIRILMASINA YA DA ÇEVREYİ KİRLETEN İLK DUVAR YAZISINA İZİN VERMEMEK GEREK. AKSİ HALDE KÖTÜ GİDİŞATI ENGELLEYEMEYİZ.”
PEKİ HAYIR DEMENİN DAHA DOĞRUSU KARŞIMIZDAKİNİ İNCİTMEDEN HAYIR DİYEBİLMENİN BİR YÖNTEMİ OLABİLİR Mİ? GENELDE ÖNERİLEN YÖNTEM;
1- SİZDEN İSTENENİN KENDİ CÜMLELERİNİZLE TEKRAR İFADE EDİLMESİ.
2- ARDINDAN, NEDEN KABUL ETMEDİĞİNİZLE BİRLİKTE GEREKÇENİZİN BELİRTİLMESİ.
3- VE SON OLARAK HAYIR CEVABINIZIN SİZDEN BİRŞEYLER İSTEYEN TARAFINDAN KABUL EDİLEBİLMESİNİ KOLAYLAŞTIRACAK İFADELER KULLANILMASIDIR.
YANİ; “BU SİGARAYI İÇMEMİ Mİ İSTİYORSUN? HAYIR, İSTEMİYORUM. ÇÜNKÜ BANA ZARAR VEREBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM VE CANIM DA İSTEMİYOR ZATEN. BELKİ SONRA… PEK ZANNETMİYORUM AMA…”
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz… Sürekli olarak başkalarının istek ve beklentilerine evet diyen insanlar kendi kişiliklerini yeterince geliştirememiş, özgüveni zayıf, kendisiyle barışık olmayan, bağımlı ve en önemlisi de mutsuz insanlardır. Her zaman kendi ihtiyaç, istek ve beklentilerimizle diğer insanlarınkini dengeleyerek kuracağımız ilişkiler daha sağlıklı zeminlere oturacaktır. Hayır diyebilmeyi bilenler, önüne çıkabilecek pek çok yaşamsal tehdit karşısında çok daha güçlü ve donanımlı olacak, kendisini pek çok tehlikeden koruyabilecektir. Ve en önemlisi her hayır, başka bir şeye evet demektir.
“HAYIR DİYEBİLMEK, HAYATIMIZIN KONTROLÜNÜN BİZİM ELİMİZDE OLMASI DEMEKTİR.”
EĞER HASTA OLMAK İSTEMİYORSAN
* Duygularını anlat.
* Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
* Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
* Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
* Karar Vermelisin..
* Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
* İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
* Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
* Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
* Olduğundan Farklı Yaşama.
* Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
* Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur.Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.
* Kabullen.
* Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
* Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
* Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
* Çözümler Bul.
* Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
* Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
* Biz ne düşünüyorsak oyuz.
* Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
* Güven.
* Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
Hayatı Üzgün Yaşama.
* Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
* Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir. “İyi mizah bizi doktorun elinden korur”.
* Mutluluk sağlık ve terapidir.
Dr. Dráuzio Varella